Güncel

Düşleri gerçeğe dönüştürmek için…

Yeni ismimiz ve boyutumuzla ikinci sayımızda yeniden merhaba.

Doğrusu gazetemizde yaptığımız değişiklere gelecek tepkileri merakla ve heyecanla bekledik. Değişik bölgelerden ve illerden aldığımız tepkilerin genel olarak olumlu olduğunu söyleyebiliriz. Gazetemizin bu haliyle daha rahat taşınan, daha okunur bir biçim aldığı konusunda bir hemfikirlik söz konusu.

İlk sayımızda birçok ana gündemin değişik alanlarda faaliyet yürüten yoldaşlarımız ve okurlarımız tarafından kaleme alındığını da mutlaka belirtmeliyiz. Daha önce ifade ettiğimiz gibi gazetemizde biçimsel değişiklerle birlikte esas olarak niteliksel bir gelişmeyi önümüze hedef olarak koymaktayız.

Bir önceki sayımızda; gündemi yakalayan, politik gelişmeler üzerinden düzeni akıcı bir dille teşhir edebilen, yığınlardan beslenen bir içerikten ve bunun kitlelere yaygın bir şekilde ulaşmasından söz etmiş, bu eksende okurlarımızın belirleyici rolüne vurgu yapmıştık. Gazete-okur ilişkisi üzerinden yürüttüğümüz bu tartışmayı biraz daha genişletmek yararlı olacaktır. Okurlarımızın bu rolüne işaret ederek aslında herkese bir çağrıda bulunuyoruz. Gazetemizin daha yaygın dağıtımı, daha fazla yazı-yorum-haber-fotoğrafla beslenmesini talep ediyoruz. Peki okurlarımızın tüm bunları yerine getirmesinden ne anlıyoruz?  Gazeteye yapılacak bu katkılar okurlarımız için ne anlama gelecektir? Bu soruları mevcut faaliyetimizin gerçekliği içinde yanıtlamaya çalışacağız. Her şeyden önce bugün için gazetemizin, faaliyetimizde oldukça önemli bir araç olduğunu dile getirmeliyiz.

Gazeteciliği işçi ve emekçilerin kurtuluş mücadelesinin önemli bir bileşeni olarak görüyoruz. Gazeteciliğe; devrimci bir yorum kazandırarak, devrimci gazetecilik yapıyoruz. Gazetecilik mesleğinin tüm öğelerini içinde barındıran ve onu da aşan bu kavramın sınırlarının çok geniş olduğu açık. Gazeteciliği, devrimci faaliyetimizin çok önemli bir parçası olarak algılıyoruz. Kendimizi geliştirebileceğimiz, derdimizi geniş kitlelere daha sistematik olarak anlatabileceğimiz ve sınıf mücadelesinin birçok sorununa doğrudan müdahil olabileceğimiz bir alanı tarif ediyoruz. Öyleyse okurlarımızdan istediklerimizde devrimci gazeteciliğin kapsamı içinde ele alınmalıdır. Devrimcilik bir parçası olduğumuz toplumun sorunlarına karşı duyarlılık göstermek, müdahale etmek ve çözümün bir parçası olmak olduğuna göre kurduğumuz denklemin doğru olduğunu da söyleyebiliriz.

Bu yanıyla ele aldığımızda okurlarımız gazetemize daha fazla sahip çıkıp daha geniş kesimlere ulaştırdığında aynı zamanda faaliyetlerini de geliştirmiş olacaktır. Sürece müdahale adına faaliyetlerini gazetemize yansıttığında yürüttükleri ajitasyon-propaganda çalışmasının etki gücü de artacaktır. Bu da örgütlenme çalışması için daha verimli bir zemin yaratacaktır.

Örneğin; gazetemizin beslenmesi adına kurulan bir yayın komisyonu bu faaliyet boyunca bileşenlerin kendini daha iyi ifade etmelerine de önemli katkılarda bulunacaktır. Tüm bunlar okurlarımızın ve doğrudan örgütlülüğün ilerlemesine hizmet edecek, devrimciliğin kavranışımı da geliştirecektir. Özetlersek; gazetemizle ilişkisi boyutuyla tüm bu sözünü ettiklerimizi esas olarak daha fazla devrimcileşmek penceresinden ele alıyoruz. Burada değinmeye çalıştığımız gazetemizin bu süreçte oynayacağı roldür. Okurlarımızın gazetemiz üzerinde sözünü ettiğimiz adımları atmaları aynı zamanda devrimci gazetecilik yapmaları anlamına gelecektir. Okurlarımız bu noktadaki gelişimi doğrudan gazetemizin niteliğini ve faaliyetimizi geliştirecektir.

Bu çerçevede oldukça zengin ve değerli örneklere de sahibiz. Özgür bir dünyanın harcı olarak toprağa düşenlerimizi andığımız bu anlamlı günlerde şehit yoldaşlarımızdan öğrenmeliyiz.

Malatya’da yıllarca gazeteci olarak faaliyet yürüten Muharrem Yiğitsoy ve Akıner Çağlar’ın köylüler arasında hala saygınlıkla anılmaları oldukça önemlidir. Mersin’de kurumumuzun eksiklerini gidermek için geceli gündüzlü yoğun bir emek harcayan Çiğdem Yılmaz yoldaşımızın yaşamı bizim için değerli bir hazinedir. İstanbul’da yıllarca gazetemizin yazı işleri müdürlüğü yapan Nergiz Gülmez, Murat Arıcak ve Fehiman Bozgurt’un duruşu çok anlamlı mesajlar vermektedir.

Birçok şehit yoldaşımızın sokak sokak, kapı kapı gezerek gazetemizi dağıttığını biliyoruz. Bu faaliyetin sonucunda birçok örgütlülüğün yaratıldığını, çok sayıda ilişkinin yakalandığını da.

Yoldaşlarımız emekçi halkımıza ulaşmak için tüm olanakları seferber ederek bu uğurda canlarını verdiler. Onlar, zulme ve sömürüye karşı birer meşale olarak aramızdan ayrıldı. Bu meşaleyi daha da harlamalı ve ileri taşımalıyız. İşçi ve emekçilerle daha fazla bütünleşmeliyiz. Şehitlerimizin idealleri için. Düşleri gerçeğe dönüştürmek için…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu