EmekGüncel

Yorum | Savaş emekçilerin yaşamına işsizlik, yoksulluk ve zamlarla işliyor

"Yaptıkları saldırı ve işgallerin adı değişse de yukarıdaki tablo değişmiyor. Ezilen milyonlara yoksulluğu dayatanlar savaş bahanesiyle sömürülerini katlamaya devam ediyorlar"

Savaşın birçok boyutu olduğu bir gerçek. Bir avuç egemenin hakimiyet alanını genişletmek için girdiği “kavga” ezilen milyonlarca emekçinin yaşamının her alanını başka boyutlarda etkiliyor.

Bunun en somut örneğini 2011 yılında Suriye’de boy veren iç savaşla TC’nin ilişkilenme biçimine bakarak görebiliyoruz. Aradan geçen yıllar boyunca TC saldırgan tutumundan vazgeçmedi. Bölgeye “barış götürme” naraları arasında bölge halkına zulmetti. Katliam çetesi İŞİD’i destekledi ve bütün bunlar yaşanırken ülkede yaşanan ekonomik krizi derinleştirdi ve bu krizin üstünü savaş naralarıyla örtmeye çalıştı.

Egemenlerin ezilenlerin canı ve kanı pahasına tutuştukları bu kavganın halkın yaşamına yansımaları ekonomik anlamda da oldukça derin yaşanmaktadır. Erdoğan ağzını savaş çığırtkanlığı yapmak için her açtığında zamlar da peşi sıra gelmektedir.

Son olarak geçtiğimiz günlerde Suriye’de esas olarak Kürt halkının kazanımların hedef alan “Barış Pınarı Hareketi” adını verdikleri savaş, işgal ve katliam girişimlerinin de ekonomik anlamda doğrudan yansımaları oldu. Savaşın işçi, emekçi ve yoksulların yaşamına bir yararının olmadığı aşikar. Savaş emekçi halkın yaşamına daha fazla zam, yoksulluk ve işsizlik olarak yansıyor.

2015’ten bu yana derinleşen bir ekonomik kriz mevcut. Ve bu krizin üstünü iktidarın yapacağı hiçbir hamle örtemez boyuta geldi. Peş peşe yapılan zamlar ekonomik krizin geldiği boyutu ele vermeye yetiyor. Üstelik iktidar bütün bu zamları savaş çığırtkanlığı eşliğinde yapıyor. Krizin derinleşmesine paralel olarak bölgemizde savaş ve çatışma da artıyor. Bu işgalci politikalara yapılan harcamalar paralelinde de yoksulluk derinleşiyor.

TC’nin Kürt halkının kazanımlarını hedef alan saldırısını açıklamasının akabinde de iğneden ipliğe diyebileceğimiz boyutta her şeye peş peşe zam yapıldı.

Elektrikten doğalgaza, köprü ve tren fiyatlarına kadar onlarca zam açıklaması yapıldı. Bütün bu zamlar bir hafta kısa bir zaman dilimi içinde yapıldı.

Karayollarının köprü ve otoyollara yaptığı zam açıklamasının ardından TCDD’de yüzde 20 zam açıklaması yaptı. PTT’de gönderilere yüzde 20 zam getirdiğini açıkladı.

Birçok vergi ve harcın, trafik cezalarının ise yeni yılla birlikte zamlanacağı söyleniyor. Zamlar ülke de bir yeni yıl geleneği halini almış durumdayken savaş politikaları ile birlikte bu oranların tavan yapacağı aşikar. Pasaport, ehliyet ve benzerleri için ödenen harçlar, emlak vergileri de artacaklar arasında.

Zamlar savaş çığırtkanlarının derdi değil

Toplumun yoksulluk ve açlıkla mücadele ettiği bir süreçte, savaş ekonomisine ve savunma sanayisine yatırım yapan TC böylelikle savaş tamtamlarıyla ekonomik krizi unutturmayı hedefliyor. TC’nin bölgeye saldırmasının başlıca nedeni Kürt halkının bölgedeki kazanımlarına tahammülsüzlükken buna bağlı olarak başkaca nedenlerinin olduğu da yadsınamaz.

Sürdürülebilir bir ekonomi politikası olmayan bir devlet olarak TC’nin salt bölgeye düşündüğü TOKİ projeleri bile kendileri açısından işgal etmek için yeterli bir neden olabilir.

Milliyetçi, şoven duygular da körüklenerek ülkedeki siyasi ve ekonomik bütün bunalımlara halkı yabancılaştırma hedefleniyor. Bütün bunların arasında yaşanan yoksulluk, işsizlik, zamlar savaş çığırtkanlarının gündemi olmuyor. Milliyetçi duygular ön plana çıkarılarak ve kitleler kutuplaştırılarak yaşanan yoksulluğa ve yapılan zamlara tepki örgütlenmesinin de önüne geçiliyor.

Bütün bunların yanında devlet asgari ücretli bir ailenin nasıl yaşayacağıyla elbette ilgilenmiyor. Bugün asgari ücretli 4 kişilik bir ailenin son zamlarla birlikte gelirinin yüzde 10’undan fazlası sadece elektrik faturasına gidecek. Su, doğalgaz ve diğer harcamaları ve bunlara da yapılan zamlar düşünüldüğünde Erdoğan’ın savaş çığırtkanlığının halkın cebine ve yaşamına işlediği yoksulluk daha anlaşılır bir hal alıyor.

Halk yoksullaşırken onlar daha fazla sömürmenin ve kendilerine yatırım yapmanın derdinde. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Bakanlığı tarafından hazırlanan Orta Vadeli Mali Plan, 2020-2022 için yayınlandı.

Yayınlanan bu plana göre Cumhurbaşkanlığı’nın bu yıl 2.8 milyar lira olan bütçesi gelecek yıl için 3.1 milyar liraya yükseltildi. Geçen yıl yayınlanan planda Cumhurbaşkanlığı’nın 2020 bütçesi 2.8 milyar lira olarak öngörülmüştü. Aradan bir yıl geçmeden öngörülen rakamlar arasındaki makas oldukça açılmış durumda.

Yaptıkları saldırı ve işgallerin adı değişse de yukarıdaki tablo değişmiyor. Ezilen milyonlara yoksulluğu dayatanlar savaş bahanesiyle sömürülerini katlamaya devam ediyorlar.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu